Ayşenur Yazıcı - Alerji, Dermatit , Hassasiyet, Kaşıntı, Egzama Zehirsiz Ev Temizliği Şart Ecos3

Ayşenur Yazıcı - Alerji, Dermatit , Hassasiyet, Kaşıntı, Egzama Zehirsiz Ev Temizliği Şart Ecos3

31 Ocak 2022

https://www.youtube.com/watch?v=WYznZhWD_Qw 

Selamlar sevgili hanımlar ve sevgili beyler. Yaşarken çoğumuz alerjik oluyoruz, kaşınıyoruz, derimizi kuruyor kızarıyor tahriş oluyor. Bazen neden olduğunu bilmiyoruz ve büyük ihtimalle kullandığımız bir şampuana veyahut bir yer silme suyuna veya bir kozmetiğin ne bileyim yağına bunu bağlayıp, hayatımıza devam ediyoruz. Bazılarımız dermatoloğa gidiyor. Dermatolog bir patch test dediğimiz testten yapıyor ve hangi kimyasallara karşı alerjisi olduğunu saptıyor. Diyor ki bunlardan sakın kaşınmazsın. Aslında dermatit ve egzama neden olur videoma tıklarsanız orada da Avrupa Dermatologlar ve Kozmetologlar Birliği Başkanı Dr. Erçin Özüntürk’ün anlattıklarına kulak verirseniz, yaklaşık 12 milyon adet diyeyim tane bizi alerji ya da dermatit yapabilecek madde ile karşı karşıyayız ve buna her gün yenileri ilave oluyor. Araştırmasını kendisi videoda anlattı ben burada tekrar etmeyeyim. Kimyasallarla temas ettiğimiz sürece hem derimiz buna kaşıntı, alerji yahut başka bir tepki vererek, kızararak bana bunu sürme, beni bundan uzak tut diyor ya da dermatoloğa gidiyoruz bir sürü kimyasal var ama en çok bana hangisi işte alerji yapıyor onu bul diyoruz. Bunların hepsinden sıyrılmak için en doğrusu aslında etrafımızdaki kimyasalları yok etmek. Hani nasıl kozmetiklerde derimizin üzerine sürdüğümüz kremlerde, şampuanlarda, duş jellerinde mümkün olduğunca deriyi kızdırmadan, hasar vermeden onu yumuşacık temizleyecek şeyler tercih ediyoruz ki bunların çoğu organik sertifikalı ürünler oluyor. İşte ev temizliğinde de, çamaşırlarınızı yıkadığınız deterjanda da ya da toz alırken ya da yağ sökücü olarak kullandığınız spreylerde de aynı özeni göstermemiz gerekiyor. Çünkü birazdan size birkaç bilgi aktaracağım mesela işte bulaşık makinesinden çıkan bir bardağın üzerinde kimyasal yok mu ya da bunu durulamak için ne kadar ton sudan geçirmek lazım? Bunların hepsi bedende birikerek farklı hastalıklara da yol açıyor yani en başta karaciğere de tutunuyor ama deri buna ilk bağıran. Şimdi bu kadar giriş yaptıktan sonra neyden bahsedeceğim biliyorsunuzdur belki. Yine kimyasalız ev, çamaşır ve bulaşık temizliğinden bahsedeceğim. Ben ayışığı organikten bundan yaklaşık 6 ay önce hijyenik spreyi almıştım. Denedim, bitti şimdi yenisini de aldım. Annemin çantasına atıyorum. O otobüste sık seyahat ederek Kadıköy’e iniyor. Ben de AVM’lere gittiğimde ya da hastaneye gittiğimde böyle insanların çok temas ettikleri yerlerde, dokunduğum yerlere dezenfekte etmek için ellerim için de kullanıyorum. Çok önemli bu, çünkü farkında olmadan getirdiğimiz bir mikropla bütün aileyi hasta edebiliyoruz. Efendim irsaliyeli faturam şurada, Ecos3 bir Türk markası, yerli üretimi her zaman desteklediğimi biliyorsunuz. Onların bu videodan haberleri bile yok ve bundan dolayı çok mutluyum. Ev temizliği ve bulaşık temizliği için yaptığım alışverişi böyle bir tepsiye koydum, şimdi size anlatacağım. Yabancı olanlara nazaran fiyatları çok daha makul. Yerli üretim olması benim için çok önemli çünkü benim insanım kazansın istiyorum. Ama aynı zamanda benim ellerimdeki dermatiti biliyorsunuz yıllardır yakındığım bir şey. Oğlumun reflüsü yani bulaşık yıkandıktan sonra üzerinde kalan kimyasallar sebebiyle midede olan bazı hasarlar diyelim, onun kafa derisindeki kaşıntılar, bulaşıkları çamaşırları yıkadığım şeyler bunların hepsinden sakınmak için benim artık tasarruf edilecek yerin sağlık olmadığını hem öğrenmem hem de sizlere de aktarmam gerekiyor. Çünkü gerçekten egzama olduktan sonra ya da dermatit olduktan sonra bunu geçiremiyorsunuz sadece yatıştırabiliyorsunuz ya da belli atakları böyle sizi yormadan geçirmesini sağlayabiliyorsunuz. Önemli olan dermatit olmamak. Egzama olmamak. Onun için lütfen evinizde ister benim gibi kediniz olsun ya da torununuz gelip yerlerde sürünsün ister olsun ister olmasın mutlaka size zarar veren kimyasallardan uzak temizleme malzemeleri seçmeniz gerekiyor. Şimdi Ecos3’ü ben uzun yıllardır tanıyorum. Ancak bazen başka firmalardan da denediğim olmuştur böyle hem çevreye duyarlı hem ekolojik hem vegan hem sertifikalı ürünler kullanmam. Helal belgesi de var bunun yani hayvansal maddeler de kullanmıyor. Desteklemek istedim. İyi olacağını düşündüm. Bunlar reklam vermeyen firmalar, bu bir sponsorlu video değil bu arada. Ama tanınmaları gerek, onların yol almaları gerek. Dilerim yolları açık olur ve sadece ülkemizde değil yurt dışında da gayet güzel bu kimyasalsız ürünleri satarlar. Şimdi %95’i doğada parçalanır ambalajlar kullanıyorlar ve içerik. Suda ve toprakta zehirli atık ve ambalaj atığı oluşturmuyorlar. Bitkisel bazlı ham maddeler kullanıyorlar ve bitkisel dediğim için sanmayın ki diğer keskin kimyasallardan daha az iş görüyorlar. Hayır, gayet güzel. Ben bulaşıkları yıkadım daha önce de o spreyini kullandım. Gayet memnunum ve daha da önemlisi iyonlaştırıcı radyasyona maruz bırakılmamış ürünler kullanıyorsunuz. Biz bulaşıklarımızı yıkadıktan sonra bunlar kanalizasyon yoluyla doğaya gidiyor ve doğada da çözünebilir olması çok önemli. Yani leğende çamaşır yıkayıp suyunu ağacın dibine dökmek olmuyor işte öyle. Çünkü ondan sonra orada ağacın büyümesine yararlı solucanlar humus oluşturmasını engelliyorsunuz, böcekleri öldürüyorsunuz ve ekosistemin tamamını bozuyorsunuz. Diyeceksiniz ki bana çok ağır geliyor işte hayır ağır gelmesin. Çünkü bu dünyayı sadece biz yaşayıp göçtükten sonra benden sonra tufan diyerek kullanamayız. Bizim gelecek kuşaklar üzerinde de belirli sorumluluklarımız var ve daha bebekler doğarken alerjik doğuyorlar çünkü anneleri hamilelik boyunca birçok kimyasala maruz kalıyor. Şimdi bunları yavaş yavaş anlatayım hem de faturamdan rakamlara da bakacağım ama her zamanki gibi kör gözüme gözlüğümü takmak zorundayım. Bu arada Ecos3 bana bir tane de broşür koymuş siparişin içerisine ve inanılmaz böyle sarıp sarmalamışlardı Mısır mumyası gibi. Gerçekten açana kadar anam ağladı. O kadar streçlemişler ki hani sanki mahşere kadar açılmayacakmış gibiydi. Tamam iyi bir şey dökülmeden gelsin diye ama açmak için yarım saat falan uğraştım. Şimdi ilk önce neyden başlayayım. Ekolojik bulaşık makinesi deterjanından başlayayım. Bakın burada zaten sertifikası organik yazıyor. Sertifikalı, organik hammadde, radyasyona maruz bırakılmama, hayvanlar üzerinde test edilmeme, geri dönüşüme uygum ambalajlama kriterleri altında denetime tabii olmuştur. ICEA İtalya etik ve çevre sertifikasyon enstitüsü. Oradan onaylanmış. Bu organik bulaşık makinesi deterjanı demek ki bununla yıkadığınız zaman makine durulayıp, çıkardığında makinanızın üzerinde kimyasallar kalmayacak demektir. Neler içermiyor birazdan onu size anlatacağım. Fosfatsız ve 30 yıkama diyor. Bunun fiyatını size söyleyeyim. Ekolojik bulaşık makinesi 45 lira. Yani hemen hemen tablet kullandığınız tabletlerle ve zehirli tabletlerle aynı fiyatta. Deneyin, bir kereliğine deneyin. İkinci olan doğal çamaşır suyu. Bu çok önemli çünkü klor içermiyor, asit içermiyor, peroksit içermiyor. Bunların hepsi de deride hem alerji hem solunum yollarında bazı problemler yaratabilecek maddeler. Gayet ekolojik, etkili, her yerde yer temizliğinde çamaşırlarda her yerde kullanabileceğiniz bir çamaşır suyu diyelim. Ama doğal çamaşır suyu. Bu da 1 litrelik söyleyeyim size fiyatını 23 lira 50 kuruş. Bu arada ben bunların hepsini 119 lira 90 kuruş yani 120 lira vermişim. Bu da çamaşır suyu bakın hem kediniz evde bir hayvanınız varsa hem siz soluyorsunuz bu da akciğerde kötü etkiler yapan bir madde. Bu arada anlatmama ara vererek bazı maddelerden bahsedeyim sizlere. Küçük küçük notlarda aldım. Aklınızda kalsın. Evde kullandığınız kimyasallı malzemelerin arkasına bakın, bu maddeleri gördüğünüzde sizin hayatınızda nasıl bir zehir oluşturduğunu hatırlayın diye. Fosfat, en çok kullanılan özellikle bu denizleri kirletiyor, yosun oluşturarak denizlerdeki oksijeni azaltıyor, balık türlerinin yok olmasına sebep oluyor. Bu arada Türkiye’de deterjanlarda fosfat kullanımı % 15- 30 civarında tahmin edin Avrupa’da ne kadar? % 1 ila 5. Enteresan değil mi? Bizim de sağlığımızı en az zedeleyecek şekilde bu formülleri yasalarla belirlememiz lazım. Onlar da % 15 bizde % 15-30 onlarda %1 ila 5. İkinci madde formaldehit. Hatırlar mısınız tırnak cilalarından bahsederken de size bu maddeden bahsetmiştim. Ürünlerin raf ömrünü uzatmak için çok yaygın olarak temizlik malzemelerinde kullanılıyor. Çok ucuz ama kanserojen bir madde. Akciğerde ve solunum yolunda tahribat yapıyor. Ojede kullandığınızda göz kapağınızdaki egzamanın sebebi olan bu madde. Şimdi gidin içeri, çevirin temizlik malzemenizi arkasında formaldehit var mı bir bakın. Fenol; taş kömüründen yahut petrol türevlerinden elde edilen bir madde bu. Yakıcı ve zehirli. Daha çok dezenfektan ürünlerde kullanılıyor. Hani şu banyo fayanslarını fışfışlarsınız ya onların içerisine bir bakın isterseniz. Deriyle temasınızda bende direk kaşıntı ve yanmaya başlıyor. Deriyle temasta şişme, yanma, soyulma ve kurdeşene sebep oluyor ve tahmin edersiniz ki mobilya cilalarının hemen hepsinin içerisinde bu fenolden var. Mobilya ile derimiz aynı değil. Perkloretilen, genelde kuru temizlemede yağ giderici olarak kullanılan bir madde ama halı yıkama şampuanlarında da sık sık kullanılıyor. Dermatolojik problemlere, karaciğer ve böbrek tahribatına, sinir sistemi bozukluğuna sebep oluyor. Çevirin halı temizleme şampuanının arkasına bakalım bundan var mı? Nitrovenza, ucuz sabun ve parfümlerde bu madde çözücü olarak kullanılıyor. Evet yanlış duymadınız parfümlerde de var. Son derece zararlı, zehirli ve kanserojen bir madde.  Amonyak daha çok fırın temizleyicilerde kullanılıyor.  Bu da kanserojen bir madde. Kresol dezenfektanlarda kullanılıyor. Deri ve solunum sisteminin iç zarları tarafından emilen zararlı bir kimyasal. EDTA, Etilen Diamin Tetra Asetik Asit, suyu yumuşatmak için kullanılan yine kaserojen bir madde. Sıcaklık artışıyla bu madde amonyak açığa çıkarıyor. Önemli, zararlı kimyasallardan arınmak için tonlarca su kullanmamız gerekiyor mesela çamaşır, bulaşığınızı duruladınız gerçekten zararlı kimyasal hala üzerinde mi değil mi bilmiyoruz. Mesela şurada küçük bir veri not aldım. Notlarımdan yine size aktarıyorum. Diyor ki deterjandan çamaşırı arındırmak için 8 ton su kullanmanız gerekiyor. Bulaşıkları yıkayıp bittikten hani o bulaşıklar koyduktan sonra 6 ton suyla durulamak gerekiyor ki üzerindeki bütün kimyasal kalıntılar yok olsun. Ve tüm toz deterjanlarında kanserojen olduğunu unutmayın diyerek devam ediyorum kalan ürünlerimi anlatmaya. Organik elde yıkama bulaşık deterjanı, üzerinde zaten ICEA sertifikası yazılı ve diyor ki alkol içermez, boya içermez, SLS siles içermez. Dermatolojik olarak test edilmiştir. Bu 500 ml. Sanırım diğerlerinden biraz fazla kullanmamız gerekecek ama en azından biliyoruz ki bardaklarla ev ahalisi hiçbir şekilde zehir yutmayacak artık. Bu sıvı organik sabun. Ben çok sık kullanıyorum organik sabunları. Ellerimdeki dermatit sebebiyle, evet şimdi daha iyiyim ama geçen ay gerçekten yarılarak kanıyordu bütün eklem yerleri. Bu da yine aynı şekilde sertifikalı üzerinde İngilizce de yazıyor. Sentetik kimyasallar, silikon, paraben, SLS, renklendirici, likit parafin veyahut da herhangi bir petrol türevli kimyasal içermiyor ve ICEA standartlarına göre ve çevre etiğine göre üretilmiştir. Ben kokusunu çok seviyorum bunu daha önce de kullanmıştım. Bir de Ayşe organikten bir tane almıştım. Urtegram’dan. Mesela onda çok pompalıyordum. Bakın evinizde çocuklarda çok rahatlıkla kullanabilir, siz de çok rahatlıkla kullanabilirsiniz. Bunun el fiyatı 17,50. Ve son olarak demin bahsettiğim şu otobüse binip, işyerinde herkesin girdiği tuvalete gidip hani elinizi kapıya sürüyorsunuz mesela bir AVM’de tuvalete gittiğiniz zaman giriyorsunuz içeri, kapıyı kilitliyorsunuz değil mi? Sizden evvel birisi tuvaletten çıktıktan sonra aynı elle o kapıyı açmış ve çıkmış oluyor. Ben onun için genelde kapıları hep üstten yani kapı kolundan değil, üstten ittirerek açıyorum. Bunlar çok işinize yarayacak. 

Paylaş :
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.